İstanbul'un Su Güvencesi: İstanbul Ormanları

İklim değişikliği ve artan nüfusun etkileri, su kaynaklarını her geçen gün daha fazla tehdit etmektedir. İstanbul, bu küresel sorunun yerel düzeyde hissedildiği şehirlerden biridir. Ancak İstanbul ormanları, bu tehdide karşı önemli bir potansiyel barındırmaktadır. Avrupa Birliği’nin İklim Değişikliği Adaptasyonu Hibe Programı kapsamında yürütülen “İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü’nde Toplumsal Uyuma Yönelik Orman Ekosistem Hizmetleri Projesi” ile ormanların su kaynakları üzerindeki hayati rolü bir kez daha vurgulanmaktadır.

Orman ekosistemleri, yağışların toprakta tutulmasını ve yeraltı su kaynaklarının beslenmesini sağlayacak doğal bir su regülatörü görevi görmektedir. İstanbul ormanları, bu işlevleri sayesinde şehirdeki barajların ve göletlerin su seviyelerinin korunmasına katkıda bulunmaktadır. Özellikle Belgrad Ormanı ve Çatalca bölgelerinde yer alan ormanlar, hem su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi hem de mikroklima oluşturma özellikleriyle su krizine karşı kritik bir koruma kalkanı oluşturmaktadır. 

Proje kapsamında, İstanbul ormanlarının su tutma kapasitesi ve bu kapasitenin korunması için kırılgan noktalar belirlenmiştir. Bu alanların, Orman Genel Müdürlüğü, belediyeler ve diğer kurumlarla iş birliği içinde yönetilmesi ve iyileştirilmesi için somut öneriler de proje kapsamında geliştirilmektedir. Aynı zamanda, su kaynaklarının korunmasına yönelik doğa temelli çözümler de kurgulanarak yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.

İstanbul ormanlarının sağladığı ekosistem hizmetleri, yalnızca su krizine karşı değil, aynı zamanda iklim değişikliği etkilerinin azaltılmasında da hayati bir öneme sahiptir. Doğru yönetildiğinde, ormanlar susuz bir geleceğin önüne geçilmesinde en büyük destekçilerinden biri olmaya devam edecektir. Ancak bu potansiyelin hayata geçirilebilmesi, ormanların korunması ve sürdürülebilir yönetiminin sağlanması ile mümkündür.

İstanbul ormanları, yalnızca şehrin değil, gelecek nesillerin de yaşam kaynağını korumak için büyük bir sorumluluk üstlenmektedir. Bu sorumluluğu başarıya dönüştürmek, hepimizin elindedir.